Ortaokul yıllarından beri yazıyor. Yazıp da çöpe atmıyor. O yıllarda bir arkadaşının hediye ettiği defteri unutamıyor. Sevinir yazar, üzülür yazar. Beğenir yazar, beğenmez yine yazar. Soyadlarını Kablan yerine yazar alsalarmış büyükleri, daha uygun olurmuş. Ama ne bilsinler sülaleden
Osman gibi bir yazar çıkacağını< Yazmış biriktirmiş, yazmış biriktirmiş. Vakti gelmiş, vakitle beraber ilham da cesaret de gelmiş. Bu kadar emeğin dolaplarda, dosyalarda, defterlerde çürümesi günahtır diye peyderpey, bölüm bölüm kitaplaştırmaya karar vermiş. Sayın Kablan’ın yazıları, ilk bakışta birbirinin kopyası gibi görünür. Dikkatli gözler, her yazının farklı duygular anlattığını hemen anlarlar. Yazar kendisiyle beraber, tanık olduğu
çağı da anlatmaktadır. Bu günün gençleri ne yazarın tarım aletlerini, ne de giysilerini bilir ve tanırlar. Bu açıdan Osman’ın kitaplarını okuyanlar, Onun ile birlikte yaşadığı şartları ve zamanı da öğrenmiş olurlar. Bu yönden bakınca
Sayın Kablan’ın kitapları, tarih ve folklor araştırmacıları için eşsiz birer kaynak olduğu kendiliğinde ortaya çıkar. Yayınlanan ve yayınlanacak olanları bu kısa yazıda anlatmak olanaksız. En iyisi, tiryakisi olacağınız kitaplar, tükenmeden edinilmelidir. Zaman gelecek ki bu kitaplar, sahaflarda
bile bulunamayacaktır. Tadını çıkara çıkara okumalar dileğiyle<