ASR-I SAADETTE KADIN SAHABÎLER VE İSLÂM HUKUKUNA KATKILARI

İslâm’ın gelişiyle kadın hakkında toplumda var olan yanlış bilgiler düzeltilmiş, İslâm kadının da Allah katında ilâhî hitaba erkekle eşit şekilde muhatap olduğunu bildirmiştir. Üstünlüğün cinsiyette değil de üstünlüğün takvada ve sâlih amelde olduğu önemle vurgulanmıştır. Kadınları ilgilendiren bir takım sorumluluklarının yanında haklarının da olduğu ve bu hakları konusunda özgür iradesiyle tasarrufta bulunacağı İslâm’ın temel iki kaynağı olan kitap ve sünnette beyan edilmiştir. Câhiliye döneminde kadın, tüm insani haklardan yoksun iken İslâm’ın gelişiyle tüm mali haklara sahip olarak mirasta, ticaret hayatında, eğitim ve öğretimde, vatan savunmasında

ve yönetim alanında hak sahibi olmuştur. Toplumdaki karar mekanizmasına da etki ederek vahyin iniş sürecinde birçok fıkhî hükmün oluşmasına kaynaklık etmiş, hatta çabasına bağlı olarak adına sureler inmiştir. İslâm hukuku açısından ele alınan tüm başlıklarda da mutlaka kadın ve onun faaliyetine  bağlanan bir takım hukuki sonuçlar var olmuştur. İbadet, ticaret ve borçlar hukuku, evlenme, boşanma, iddet, nafaka ve hidâne (çocuğun bakımının üstlenilmesi) konularıyla aile hukuku, şahitlik ve müeyyidelerle ceza hukuku kapsamında mutlaka kadına dair hükümler de ele alınmış, ona ait genel ve özel hükümler irdelenip tartışılmıştır.